10 Aralık 2010 Cuma

Bodrum Yahşi Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi’de Neler Oluyor? Ya da Okul Müdürleri İle Öğretmenler Arasındaki Sorunlar Nasıl Çözülür? 1

Önceki yazımızda, Bodrum’da yaşanan 5 sürgün nedeniyle öğretmenlerin huzursuz olduğundan, öğretmenlerin idarecilerle olan sorunlarının arttığından, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yürüttüğü soruşturmalara güven duyulmadığından, öğretmen sürgünlerinin haksız olduğundan söz etmiştik.
Yarın hangi öğretmen ya da öğretmenler sürgün edilecek, bilmiyoruz.
Amacımız biran önce bu sorunların çözülmesi, Borum’da görev yapan öğretmenlerin huzura kavuşturulmasıdır.
Bodrum’da öğretmenler ne yapıyor da sürgün ediliyor? Aslında sürgünü gerektirecek bir şey yok ortada. Haksızlık yapan öğretmen yok, hırsızlık yok, ahlaksızlık yok…
Ne var?
Müdüre koşulsuz boyun eğmeme var. Müdürler bunu hazmedemiyor. Okullarımızda, konuşan, doğru bildiğini söyleyen öğretmen istemiyorlar. Müdür, kendisini okulun patronu, tek hâkimi sanıyor. Yanlışını söyleyene diş biliyor.
Katılımcı, demokratik yönetim diyoruz. Bunu yapabilmek için gerçekten müdür olmak gerekiyor.
Bodrum’daki öğretmen sürgünleri, okul müdürlüklerinin ahbap çavuş ilişkisi yüzünden yaşanmıştır. Muhakkik olarak görevlendirilen müdürler, bu ilişkinin etkisi altında karar vermişlerdir. Asıl görevleri müdürlük olan muhakkikler, memur olduklarını unutmuşlar, kişisel ilişkilerle, konuşan, hak arayan öğretmenlerin hayatını alt üst etmişlerdir.
Bodrum okullarında yaşanan sorunların sürgünlerle çözülemeyeceği artık bilinmelidir.
Önce, sürgünden neden vazgeçilmesi gerektiğine bakalım. Uygulamada sürgün diye bir şey yok. Bunun adı “Yer Değiştirme”dir. Yerinizden yurdunuzdan zorla uzaklaştırıldığınız için “SÜRGÜN”sayılıyorsunuz.
Aslında, Yer Değiştirme işlemi, öğretmenin de yararına olduğu durumlarda, tedbir olarak düşünülmüş bir karardır. Öğretmen işlediği suçtan ya da yaşadığı sorundan dolayı diyelim, çevreden utanıyor, kimsenin yüzüne bakamıyor. Sık sık sorun yaşadığı kişilerle karşılaşıyor bu yüzden kendini iyi hissetmiyor. Bu durumda denir ki, bu öğretmeni başka bir yere verelim. Orada rahat eder. Öğretmen de buna razı olur.
İlçemizde yaşanan sürgünler böyle değil. Sürgün cezası veren muhakkikler bu ceza ile sevmedikleri öğretmenlerin burnunu sürtüyorlar. Biz güçlüyüz, siz güçsüzsünüz diyorlar. Bize boyun eğmeden sizi Bodrum’da yaşatmayız demeye getiriyorlar.
Amiriniz sizden hoşlanmıyor mu? Yetkim var, eşim dostum var, İlçe Müdürü beni sever, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez diyor, sürdürürüm seni diyor ve sürdürüyor.
Sürüldüğünüzde aileniz ne olacak? Çocuğunuzun okulu var, bulunduğunuz yere birçok yönden bağlısınız. Amiriniz ben anlamam diyor. Seni ya da sizleri burada istemiyoruz artık diyorlar. Git görevini başka yerde yap.
Sesinizi çıkarmayacaksınız. Ne denirse razı olacaksınız. Hak mı aramak istiyorsun? İşte mahkeme kapıları? İşin yoksa dolaş dur. Cezayı veren rahat… Kapı kapı dolaşan sensin…
Cezayı verenler, güçlü olmanın rahatlığı içerisinde. Mahkeme kararıyla Bodrum’a dönmüş olsan bile onlara bir şey olmuyor.
Amirin ceza verme yetkisi var… Doğru. Ceza, adil değilse ne yapmak gerekir? Önce sinirlerin sağlam olacak. Kapı kapı, mahkeme mahkeme gezmekten yorulmayacaksın. Yapılacak çok şey vardır. Görevin öğretmenliktir ama öğretmenlikten çok cezalarını iptal ettirmekle uğraşıp duracaksın. Seni süründürenleri mahkemeye vereceksin.
Yılmadan usanmadan bu işin peşini bırakmayacaksın. Bırakırsan, onlar başkalarına da zarar vermeye devam edecektir.
Biz hayatı kendimiz için değil, çocuklarımız için de yaşanır kılmak istiyoruz. Bunun için herkesin çalışması gerekiyor.
Adaletin olmadığı yerde, adalet bir gün mutlaka tecelli etmek ister. Bunu önleyemezsiniz. Sözde adalet, tam adalete dönüşünceye kadar o yerde huzur olmayacaktır. Bunu da bir köşeye yazmak ve unutmamak gerekir.
Yahşi Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi’deki sorunların çözümünü sonraki yazımızda ele alacağız.
Bodrum Eğitim Sen Temsilciliği 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder